
Değerli basın mensupları, kıymetli katılımcılar,
Bugün burada sadece bir meslek grubunun değil, bu ülkenin kalkınmasında sessizce ama hayati bir rol üstlenen onbinlerce mühendisin ve teknik personelin sesi olmak için toplandık.
Türkiye’nin dört bir yanında, gururla anlatılan projeler var.
Havalimanları, köprüler, tüneller, metro hatları, enerji altyapıları, barajlar, yollar…
Tüm bu projelerin mutfağında biz varız.
Planlayan biz, hesaplayan biz, gece gündüz sahada uygulayan yine biz.
Ancak ne yazık ki, alın terimizin karşılığını ne ekonomik olarak alabiliyoruz, ne de mesleki anlamda hak ettiğimiz değeri ve itibarı görebiliyoruz.
Bugün bir kamu mühendisi, yoksulluk sınırının altında maaşla geçinmeye çalışıyor.
Barınma, ulaşım, beslenme gibi en temel ihtiyaçlarını bile zor karşılıyor.
Bundan 4-5 yıl önce eşit ücret aldığımız dengi meslek gruplarıyla bugün aramızda 2-3 kata varan farklar oluşmuş durumda.
Bu tabloyu görmek için uzman olmaya gerek yok.
Bu sadece gelir kaybı değil, bu bir itibar kaybı, bir gelecek kaygısı, bir motivasyon çöküşüdür.
Bizler hariç tüm meslek grupları için tekil düzenleme yapılmışken artık tekil düzenleme yapmaya karşıyız demesin kimse.
Biz bugün burada bir serzenişte bulunmak için değil, samimi bir çağrıda bulunmak için toplandık. Kimseyi suçlamak ya da hedef göstermek derdinde değiliz.
Aksine, bu sorunun tüm paydaşlarla birlikte çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu bir ortak meseledir ve çözüm ancak samimi bir iradeyle, el birliğiyle mümkündür.
Bu tabloyu birlikte düzeltelim.
Bu kanayan yarayı birlikte iyileştirelim.
Çünkü bu sadece bizim değil, ülkemizin ortak meselesidir.
Birazdan sıralayacağım talepler; ayrıcalık değil, hakkımız olan düzenlemelerdir.
Sadece geçim değil, meslek onurudur talebimiz.
TALEPLERİMİZ
Mühendis Tek-Sen Ulaştırma Sendikası olarak, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin taleplerimizi iki ana başlık altında topladık:
- Birincisi Genel Taleplerimiz, İkincisi Mühendis ve Teknik Personele özel taleplerimiz.
Genel Taleplerimiz,
Tüm kamu çalışanlarını ilgilendiren, gelir adaleti, sosyal haklar ve ekonomik istikrarı hedefleyen ortak taleplerimizden oluşmaktadır. Bu başlık altında, özellikle 2026 ve 2027 yıllarına yönelik gerçekçi zam oranları ile enflasyon karşısında maaşların her ay korunmasına yönelik düzenli ve otomatik artış talebimiz öne çıkmaktadır.
- Mühendis ve Teknik Personel ile ilgili Taleplerimiz ise
Mühendisler ve teknik hizmetler sınıfına mensup kamu çalışanlarının mesleki haklarını, statülerini ve çalışma koşullarını düzenlemeye yönelik özel taleplerimizi içermektedir. Bu başlık altında ise en öncelikli ve temel talebimiz, mesleğimizin çerçevesini çizerek güvence altına alacak olan Mühendislik Meslek Kanunu’nun bir an önce çıkarılmasıdır.
Saygıdeğer basın mensupları ve katılımcılar,
İzninizle önce 2026 ve 2027 yılları için tüm kamu çalışanlarını ilgilendiren zam talebimizi açıklamak istiyorum.
Tüm kamu çalışanlarının alım gücünün korunması ve gelirlerinin sürdürülebilir hâle gelmesi adına;
- 2026 yılı için:
- İlk 6 ayda %30,
- İkinci 6 ayda %30 oranında artış yapılması,
- 2027 yılı için:
- İlk 6 ayda %25,
- İkinci 6 ayda %25 oranında artış yapılması talep edilmektedir.
Bunlara ek olarak, maaşlara her ay oluşan enflasyonun, aylık olarak ve doğrudan yansıtılması gerekmektedir.
Burada altını önemle çiziyoruz: Enflasyon farkı, zam değildir.
Zam; refah payıdır. Enflasyon farkı ise sadece mevcut alım gücünü korumaya yöneliktir.
Bu nedenle, yapılacak dönemsel artışlara ek olarak her ay açıklanan TÜİK enflasyon oranının maaşlara otomatik şekilde eklenmesi zorunludur.
Aylar sonra, birikimli enflasyon farkı adı altında yapılan düzeltmeler artık yeterli olmamaktadır.
Gelir, anlık olarak korunmalı; refah ise kalıcı olarak artırılmalıdır.
Değerli basın mensupları,
Şimdi de mühendis ve teknik personel özelinde en büyük ve en temel talebimizi sizlerle paylaşmak istiyorum:
1. MÜHENDİSLİK MESLEK KANUNU: OLMAZSA OLMAZIMIZDIR!
Sendikamızın ve Kamu mühendislerinin en temel ve öncelikli talebi Mühendislik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasıdır.
Bugün hangi yetkilerle çalıştığımız, hangi görevleri üstlendiğimiz, hangi şartlarda sorumluluk taşıdığımız net değildir.
Bu eksiklik hem mesleğimizin saygınlığına, hem de kamu projelerinin güvenliğine zarar vermektedir.
Bu kanun;
- Mühendislik mesleğini tanımlayacak,
- Görev, yetki ve sorumluluklarımızı çerçeveleyecek,
- Kariyer, unvan, ücret ve uzmanlık yapısını düzenleyecek,
- Meslek onuru, liyakatle şekillenen bir sistemle ve adil bir ücretle güvence altına alınacak.
– Bu kanun, yalnızca bir meslek yasası değil; Türkiye’nin kalkınma güvenliğidir.
– Bu kanun olmadan ne emeğimizin karşılığını alabiliriz, ne de geleceğe güvenle bakabiliriz.
8. Toplu Sözleşmede kesinlikle ve kesinlikle 2026 yılı içerisinde çıkarılacağı hükme bağlanmalıdır.
Saygıdeğer katılımcılar,
Şimdi de “Geneli ilgilendiren Taleplerimizden” devam etmek istiyorum…
1. Kamu Personel Mevzuatının Güncellenmesi: Yamalı Bohçaya Dönmüş Kanunlar Değişmelidir
Değerli basın mensupları,
Kamu çalışanlarını ilgilendiren, haklarını, statülerini ve görev çerçevesini belirleyen mevzuatlar, bugün artık sadece eskimiş değil; parçalanmış, dağılmış ve bütünlüğünü yitirmiş durumdadır.
En temel kanunlarımız, çağın gereklerini karşılamaktan uzaktır:
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1965 yılında çıkarılmış ve bugüne kadar 549 kez değişikliğe uğrayarak tam anlamıyla yamalı bohçaya dönüşmüştür.
- 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu, 2001 yılında çıkmış, ancak sendikal haklar açısından hâlâ birçok eksiklik barındırmaktadır.
Toplu sözleşme süreci, grev hakkı, hakem kurulları gibi konular günümüz demokrasisine uygun şekilde yeniden düzenlenmelidir. Özellikle bu kanunda iş kanununda olduğu gibi bizlere de grev hakkı verilmesi elzemdir. - 1938 de çıkan Mühendislik ve Mimarlık Kanunu, 1954 te çıkan 6245 sayılı harcırah kanunu, 1984 yılında çıkan Kamu Konutları Yönetmeliği gibi birçok bizleri ilgilendiren kanun ve yönetmelikler günümüz koşullarını karşılamamakta olup, baştan düzenlenmesi gerekmektedir.
2. Aile Destekleri Güçlendirilmeli – 2025 Aile Yılı lafta kalmamalı
Bir başka ana başlığımız 2025 yılı, ülkemizde “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir. Bu vesileyle, kamu çalışanlarının aile yaşamını destekleyecek sosyal yardımların güçlendirilmesi artık sembolik değil, somut adımlarla desteklenmelidir.
- Aile yardımı 10.000 TL
- Çocuk yardımı, çocuk başına 10.000 TL
- Doğum yardımı, En düşük memur maaşı miktarında
- Kreş yardımı, 15.000 TL olarak ödenmeli.
Biz diyoruz ki:
Aile Yılı’nı sadece bir logoda değil, sofrada, bütçede, hayatın içinde hissetmek istiyoruz.
3. Vergi Dilimi Sabitlenmeli
Bir başka talebimiz, Kamu çalışanlarının yıl içinde gelir kaybına uğramaması için gelir vergisi dilimi %15’te sabitlenmelidir. Bu birçok sendikanın uzun zamandır uzlaştığı ve talep ettiği konulardan bir tanesi. Vergi ödemeyelim demiyoruz, Tabiiki ödeyelim ama bunun dilimini % 15 te sabitleyelim.
4. Seyyanen Zamlar Taban Aylığa Yansıtılmalı
2023 yılında maaşlara yapılan Seyyanen zam, taban maaşa yansıtılarak emekliliğe yansımalı ve kalıcı hale getirilmelidir.
5. Bayram İkramiyesi
Dini bayramlarda tüm kamu çalışanlarına en düşüm memur maaşı tutarında ikramiye ödenmeli.
6. Kira Yardımı
artan barınma maliyetleri karşısında kamu konutu kullanmayan kamu personeline 20.000 TL tutarında kira desteği sağlanmalıdır.
7. Büyükşehir Tazminatı
Tüm büyükşehirlerde aylık 10.000 TL Büyükşehir tazminatı verilmeli
8. Yemek ve Ulaşım Yardımı
Yemekhane veya servis hizmeti ücretsiz olarak verilmeli,verilemeyen kurumlarda nakdi olarak ödeme yapılmalı,
9. Emeklilik Sisteminde Eşitlik (5510 ve 5434)
2008 yılında yapılan düzenlemeyle büyük bir haksızlık oluşmuştur. Aynı işi yapan kamu çalışanlarının farklı emeklilik haklarına sahip olması adil değildir. 2008 sonrası işe başlayan tüm personel de 5434 sayılı kanundan yararlanmalı , Emeklilik sistemleri eşitlenmelidir.
–Performansa göre yapılacak ek ödemeler objektif, ölçülebilir ve adil bir sistemle belirlenmelidir.
–Yıllık izinlerin içine hafta sonlarının dahil edilmesi uygulamasına son verilmelidir.Haftasonları yıllık izinden düşmemeli,
13. Vekaletle Görev Yürütme ve Angaryalar Son Bulmalı
Uzun süreli vekalet görevlendirmeleri, asli kadro hakkını gasp etmektedir.Kurumlarda Vekaletle görev sürdürme alışkanlığı oluşmuş durumda. Buna son verilmelidir. Aynı şekilde teknik personelin uzmanlığı dışında angarya görevlendirmeler yapılmamalıdır.
- Bu konuya hiçbir sendika veya sivil toplum kuruluşu değinmiyor. Nedeninşi anlamakta zorluk çekiyorum. 657 sayılı kanun 28. Maddesi gereği Ticaret ve Diğer Kazanç Getirici Faaliyetlerde Bulunma Yasağı kaldırılmalı. Memura mesai saatleri dışında iş kanununda olduğu gibi çalışma imkanı tanınmalıdır. Böyle bir yasağın olmasına da ayrıca anlam veremiyorum.
-Döner sermayeli kurumlarda Tüm kamu çalışanlarına döner sermaye gelirlerinden hakkaniyetli oranlarda ödeme yapılmalıdır.
– Banka Promosyon ödemeleri, imzalandığı tarih değil, güncel enflasyona göre her yıl revize edilmeli ve aradaki fark çalışana ödenmeli. Bu yapılan sözleşmelerde taahhüt altına alınmalı.
–Yılda dört maaş tutarında ikramiye ödemesi tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
19. İlave 1 Derece Verilmeli
2016 yılında tüm kamu çalışanlarına ilave 1 derece verilmişti. Bu haktan yararlanamayan tüm kamu personeline ilave 1 derece verilmeli.
20. Giyim Yardımı
Tüm kamu çalışanları giyim kartı şeklinde 80.000 gösterge rakamının aylık maaş katsayısıyla çarpımı çıkacak tutar kadar giyim yardımı ödemesi yapılmalı
21. Mesai Ücretleri Artırılmalı
Fazla çalışma yapan kamu çalışanlarına ödenen mesai ücretleri günümüz ekonomik gerçeklerine uygun şekilde artırılmalıdır.
-Şimdi de biz mühendislerin ve teknik personelin özel taleplerine geçiyorum.
Bugün yaşadığımız birçok sorunun temelinde mühendislik eğitiminin kontrolsüzce yayılması yatıyor. Tüm il ve ilçelere varana kadar mühendislik fakülteleri açıldı.
Kontenjanlar plansız şekilde artırılıyor, başarı sıralaması çok düşük tutuluyor.
Düşünebiliyor musunuz Artık matematik-fizik çözmeden mühendislik fakültesine girilebiliyor. Kontenjanı dolmadığı için kapanan mühendislik bölümleri var.
Buradan gençlere de seslenmek istiyorum:
Mühendislik ciddi bir iştir, emek ister, donanım ister.
Sırf puanı yetti diye yazılacak bir bölüm değildir.
Biz diyoruz ki:
📌 Başarı sıralaması yükseltilmeli,
📌 Kontenjanlar azaltılmalı,
📌 Niteliksiz fakülteler kapatılmalıdır.
Bu konu bizim için en az Mühendislik Meslek Kanunu kadar önemlidir.
Çünkü temel çürürse, yasa da, tazminat da bir işe yaramaz
4. Mühendisler İçin Kariyer Basamakları Oluşturulmalı
Bir diğer üzerinde sıkça durduğumuz talebimiz ise Kamuda çalışan mühendisler için sadece kıdem değil, kariyer ve unvan basamakları da tanımlanmalıdır.
5, 10 ve 15 yılını dolduran mühendisler için “Yetkin Mühendis”, “Uzman Mühendis”, “Başmühendis” gibi unvanlar getirilmelidir.
Bu geçişlerde her unvan değişikliğinde en az %20 oranında maaş farkı uygulanmalı, bilgi ve tecrübenin karşılığı verilmelidir.
Bugün 20 yıllık mühendisin de, 2 yıllık mühendisin de aynı maaşı alması; emeğe ve tecrübeye saygısızlıktır.
–Mühendis, mimar ve benzeri teknik bölümlerden mezun olup da teknik işlerin yürütüldüğü kurumlarda görev yapan birçok personel bugün hâlâ Genel İdare Hizmetleri (GİH) sınıfında yer alıyor.
Bu arkadaşlarımızın yaptığı iş teknik, eğitimi teknik, görevi teknik…
Ama özlük hakları teknik hizmetler sınıfına göre değil.
– Teknik mezun olup teknik görev yürüten herkes, istisnasız Teknik Hizmetler Sınıfı’na geçirilmelidir.
– Meslek tanımı ile hizmet sınıfı arasındaki bu adaletsizlik artık sona ermelidir.
-Ek Göstergeler Güncellenmeli: Herkese Yapıldı, Mühendisler Yine Unutuldu
Geçtiğimiz dönemde ek göstergelerde yapılan düzenlemelerle birçok meslek grubunun göstergeleri artırıldı, ancak mühendisler, teknikerler ve teknisyenler yine dışarıda bırakıldı.
Bizim talebimiz açık ve net:
📌 Mühendislerin ek göstergesi en az 6400,
📌 Tekniker ve teknisyenlerin ek göstergesi en az 5000 olarak belirlenmelidir.
Kamuda bu kadar büyük sorumluluk taşıyan bir grubun yine “görmezden gelinmesi” kabul edilemez.
Artık biz de bu düzenlemelerde adımız geçsin istiyoruz.
– Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavları Düzenli ve Şeffaf Yapılmalıdır
Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları artık kişisel inisiyatiflere göre değil, objektif kurallar çerçevesinde yürütülmelidir.
Bu sınavlar belirli aralıklarla ve düzenli şekilde yapılmalı,
Mülakat tamamen kaldırılmalı,
Sınavlar ÖSYM eliyle gerçekleştirilmelidir.
8. Teknik Görevler Ek Ödeme ile Desteklenmelidir
Hakediş yapan, projeye imza atan, kontrol ve ihale komisyonlarında yer alan teknik personele, her görev için en düşük memur maaşının %30’u oranında ödeme yapılmalıdır.
9. Mesleki Sorumluluk Sigortası Hayata Geçirilmelidir
Mühendis ve teknik personel, projelerden doğan teknik ve hukuki risklerin tümünü kişisel olarak taşımamalıdır.
– Devlet destekli mesleki sorumluluk sigortası bir an önce hayata geçirilmeli, bu yük kamu personelinin üzerinden alınmalıdır.
Sorumluluğu biz alıyorsak, riskin güvencesi de devlet olmalıdır.
–Kamu mühendisleri olarak görev gereği yurtdışı teknik gezi, denetim ve proje faaliyetlerine sık sık katılıyoruz.
Bu noktada artık şunu net söylüyoruz:
– Asaleti onaylanan her mühendise, yıl, derece veya kıdem şartı aranmaksızın yeşil pasaport hakkı verilmelidir.
Çünkü biz bu hakkı beklemiyoruz, zaten fazlasıyla hak ediyoruz.
-Koruyucu Giyim Yardımı Düzenli ve Şeffaf Hale Getirilmelidir
– Bu yardım, düzenli ve kart sistemiyle verilmeli,
– Kimlere, ne şekilde verileceği toplu sözleşme masasında net şekilde belirlenmelidir.
Teknik personelin hakkı, keyfiyete bırakılmamalı.
12. Ücretlendirme ve Tazminatlar Konusunda diğer Taleplerimiz ise
- Büyük Proje Tazminatı verilmelidir.
- Özel Hizmet Tazminatı artırılmalıdır.
- Ek Özel Hizmet Tazminatı artırılmalıdır.
- Teknik Çalışma Ödeneği adı altında yeni bir ödeme kalemi oluşturulmalıdır.
Bu talepler, yalnızca çalışma şartlarımızı değil, kamu hizmetinin kalitesini de doğrudan etkiliyor.
Bugün dile getirdiklerimiz, uzun süredir biriken ama bir türlü çözüme kavuşturulmayan yapısal meselelerdir.
Artık sorunların ertelenmediği, çözüm odaklı bir yaklaşımla ilerlenmesini istiyoruz.
Samimi bir irade ve adil bir yaklaşım olduğunda, tüm bunların çözülebileceğine inanıyoruz.
Katılımınız ve dikkatiniz için hepinize teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın